Çocuğunuzla İlişkide ve İletişimde Kalabilmek

Ergenlik dönemindeki gençlerin, kendilerini bunalmış hissettiklerinde bizimle problemlerini konuşmak yerine yalnız kalmayı ve kendilerini izole etmeyi tercih etmelerinin sebebi belki de çok eskilerde saklıdır. Bebekliklerinde ve ilk çocukluk dönemlerinde, sıkıntılı bir durum yaşadıklarında, bu durumla baş etmelerine yardım etmek yerine, onları bu durumdan uzaklaştırmayı tercih etmemiz belki de buna sebep olmuştur.

Çocuklarımız küçükken ve duygularını anlamaya ve kontrol etmeye çalışırken, aslında duygularını tam olarak ifade edemezler. Bir şeyleri etrafa atarlar, sinirlenip bağırırlar, ağlarlar ve küserler. Bütün bunlar onların bizimle iletişim kurma yollarıdır. Duygularını ve hissettiklerini anlayabilmeleri, organize etmeleri ve sağlıklı yollarla ifade edebilmeleri için yardıma ihtiyaçları var. Ve diğer taraftan toplum bize onları cezalandırmak gerektiğini söylüyor: Odasına yollayın, bir süre yalnız bırakın, işe yaramıyorsa dövün!

Bu yollarla onlara, duygularını ve hissettiklerini ifade etmemeleri ve dışarıda yansıtmamaları gerektiğini öğretiyoruz. Sızlanma! Şikayet etme! Hissettiklerin yanlış! Sessiz ol!
Eninde sonunda, duygularını ifade etmeyi bırakacaklar çünkü onlara tekrar tekrar susmalarını ve onları duymak istemediğimizi söyledik. Ve onlar bütün bu süreç boyunca, yalnız başlarına baş etmeye çalıştılar. Odada yalnız başına, sandalyede ve sınıfın köşesinde yalnız başına!
Sonra büyüyorlar ve ergenlik dönemine giriyorlar. Biz ise onlardan gelip bizimle konuşmasını ve dertlerini, sıkıntılarını bize güvenip paylaşmasını bekliyoruz. Yani artık bunun normal olduğunu bilmelerini bekliyoruz onlardan. Halbuki onlar, bilinçdışında bunun tam tersini taşıyorlar çünkü büyürken böyle öğrendiler.

Çocuğunuza hissetme özgürlüğü verin. Onlara hissettikleri duyguların gerçek olduğunu ve büyük küçük her birini ne kadar önemsediğinizi ifade edin. Ve sizin onu dinlediğinizden ve duyduğunuzdan emin olmasını sağlayın
Pek yakında, boya kalemlerindeki kırılmalar daha büyük ayrılıklara, kalp kırıklıklarına hatta depresyona dönüşecek. Sorunlar ne kadar küçük olursa olsun, sizin onu daima dinlemek istediğinizi bilmesini istersiniz. Çünkü siz onların güvenli bölgesi ve korunaklı alanısınız.

Ebeveyn ile Çocuk arasındaki İletişim Nasıl Kuvvetlendirilir?

Gerçek bir ebeveynlik ikilemi: Çocuklarımıza bağırmak istemiyoruz ama bazen gerçekten buna engel olamıyoruz. Video oyunlarını kapatmasını, oyuncaklarını toplamasını ve yatağa yatmak için hazırlanmasını istiyoruz. Peki, aşırı stresli anne babalar ne yapacak?

Ebeveynler ve çocuklar arasındaki iyi iletişim, belki çok zor ama, onlara karşı rahat olabilmekle başlar. “Ebeveynler ya da bakım verenler olarak, duygularımızın ve davranışlarımınız onları nasıl etkilediğini fark edemeyebiliriz.” “Fakat çocuklar sünger gibidir– beden dilimizi ve sözlü ipuçlarını öğreniyorlar; bu yüzden üzgün ya da endişeli olduğumuzda, bunu hemen anlayabilirler ve kafaları karışıp korkabilirler ya da nasıl tepki vereceklerini bilemeyebilirler.”
Bu yüzden, onlardan bir şey isterken, bağırma, rüşvet verme ya da cezalandırma gibi teknikler en iyi yöntem değildir. Bunun yerine, çocuğunuzun kurallara uymamasının altında yatan temel meseleleri ele alın. Böylelikle bir şeyler başlayabilir.
İyi bir iletişimin önündeki engelleri tanıyın
Çocuğunuzun temel ihtiyaçları karşılanıyor mu? En uyumlu çocuklar bile, karınları açsa ya da yorgunlarsa, onlardan bir şey istediğinizde, buna karşı çıkabilirler örneğin.

İyi bir örnek olun
Çocuklar ses tonunuzu ve vücut dilinizi çok çabuk kavrarlar ve bu yalnızca onlarla konuştuğunuz zamanlarda olmaz. Bu yüzden, “Onlarla iletişime geçerken ya da diğer yetişkinlerle konuşurken, vücut dilinizin ve seçtiğiniz kelimelerin farkında olun.” Bu özellikle karmaşık ailevi durumlarda ya da ayrı yaşayan ebeveynlerde çok zor olabilir, fakat unutmayın ki çocuklar gerilimi yüksek olduğunda bunu hissederler.

Basit kelimeler seçin.
Farklı gelişim düzeylerindeki çocukların, yetişkinlerin kullandığı kelimeleri farklı seviyelerde anlamlandırabildiğini göz önünde bulundurmak önemli. Mesela, çocuğunuza “sırayla yapın” demek yerine “paylaşın” demek daha kolay olabilir.

Yapabildiğiniz zamanlarda seçenekler sunun.
Onlardan isteksiz olabilecekleri bir şey bile isteseniz, bunu seçenek sunarak yapmak, özgüven ve kontrol hislerinin gelişimi için önemlidir. Eğer çocuğunuz banyo zamanlarında zorlanıyorsa, ona hangi oyuncağını banyoya getirmek istediğini ya da banyo köpüğü isteyip istemediğini sorun.

Övgüyle yaklaşın.
“Benim deneyimlerime göre, pozitif sözcükler ve istenen davranışı övmek, cezalandırmaktan, negatif geri bildirim vermekten ve disipliner bir tutumdan çok daha etkilidir.

Çocuğunuzun hislerini fark edin ve isimlendirin.
Eğer hayal kırıklığı gibi karmaşık duyguları isimlendirmekte zorlanıyorsa, bunu ona söyleyebilirsiniz. Mesela “Hayal kırıklığına uğramış görünüyorsun” demeniz bu duyguyu tanımasında yardımcı olacaktır. Zamanla, kendi kelimeleriniz ve dillendirme şeklini geliştirerek, isteklerini ve ihtiyaçlarını daha kolay ifade etmeye başlayacaktır. Bu sayede, bunları davranışa dökerek ifade etmek yerine dile dökmeyi öğrenebilirler.

BU YAZILARI DA MUTLAKA İNCELEYİN!