KİM KİMİ İYİLEŞTİRİR Kİ?
Dr. Emre Kapkın’ın danışan öykülerini anlattığı okuması keyifli ve çok samimi bir kitap. Psikoterapi hakkında bilgi edinmek isteyen kişiler okuyabilir.
İKİLİ İLİŞKİLERDE DUYGUSAL MANİPÜLASYON
PascaleChapaux-Morelliile Pascal Couderc, İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon’da somut vakalar üzerinden giderek partnerine hayatı zehir eden narsist manipülatörü inceliyorlar ve onun ortaya çıkışında rol oynayan toplumsal ve psişik etkenleri tartışıyorlar. Ardından mağdurlara eğilerek, bu kişilerin kendilerine yeni bir hayat kurabilmeleri için içinde bulundukları bağımlılık durumundan çıkmalarına yardımcı olacak öneriler getiriyorlar.
BENİ DUYUYOR MUSUN?
Acı deneyimlere yol açan pek çok sorunun kökeninde, insanların birbirini gerçekten duymaması, duyamaması yatmaktadır. Çünkü sadece söylenen ‘sözcükleri’ duymak, sözcüklerin ardındaki duygu dolu mesajları alamamak, yanıtların da yüzeyde kalmasına yol açar; bu durum ise iletişimin engellenmesi anlamına gelir.
Önem verdiğimiz insanlarla ilişkilerimizin onarılmaz yaralar almasını engellemenin tek yolu, doğru iletişim kurmayı bilmektir. Doğru iletişim kurmanın yolları öğrenebilir.İşte, Leylâ Navaro’nunbu yapıtı, sevdiklerimizi ve önemsediklerimizi ‘gerçekten’ duyup kendimizi de daha içten bir biçimde duyurabilmemiz yolunda, bize önemli ipuçları vermektedir.
KURBAN TUZAĞINDAN
Dünya çapında tanınan‘DianeZimberoff’ Türkiye’de. ‘Kurban Tuzağından Kurtulmak’isimli kitabı, Türkçeye C Planı yayınları tarafından kazandırıldı. Eser, çaresizliklerini terapistlere anlatmaya çalışan kurbanlar ve kurban danışanlarını tedavi eden uzman danışmanlar için çok faydalı bir rehber niteliğindedir.
YARATMA CESARETİ
Yaratma Cesareti, Amerikan psikolojisi ve varoluşçu psikoterapinin önde gelen ismi RolloMay’inen temel yapıtlarından biri. May, psikoloji, psikoterapi, felsefe ve sanatla yakın ilişkisinden ötürü, yaratıcılık konusunu ilginç bir perspektiften inceliyor. Tüm varoluşçular gibi o da kaygı olgusuna büyük önem vererek, değişimin kaygının içine gömülerek varılacak bir yaratıcılık düzeyinde gerçekleşeceğini vurguluyor.
Geçiş dönemi psikolojisinin tüm olumsuzluğunu, yaratıcılığın zorunluluğu adına kutlayan May, “yeni olan”ın her yerde fışkırdığı bir dünyada, insanın bilindışı kaynaklara güvenmesi gerektiğini savunuyor.
SEYAHAT SANATI
Kitaplarıyla yaşamın çeşitli kavramlarına yepyeni bakışlar kazandıran Alainde Botton, bu kez “seyahat etmeyi” yatırıyor masaya. Farklı şehirleri, farklı yazarların hayali rehberliğinde gezerken, yolculuğun büyüsü kentlerin kokularına karışıyor. Alainde Botton, seyahati tatil ya da iş rutininin gerektirdiği bir aracı değil, ruhu dinlendiren ve iyileştiren bir etkinlik olarak görüyor.
Seyahat Sanatı, isterseniz trende, otobüste ya da uçakta kilometreler aşarken, isterseniz de koltuğunuzdan kalkmadan kahvenizi yudumlarken okuyabileceğiniz bir kitap.
AKIL KARI OLMAYAN İŞLER
Denizin her halini, her an değişen gökyüzünü ya da aşkınızın göz rengini “mavi” olarak adlandırmak hikayenin sadece küçük bir parçasından söz etmek demektir.Aynı şekilde; sınıfınızı geçtiğinizde, sizin için olmaz denilen bir işi tamamladığınızda veya önemsediğiniz birinden “seni seviyorum” cümlesini duyduğunuzda, yaşadığınız duygularınızı anlatmak için “çok iyi” veya “mükemmel” terimlerini kullanmak da çok yaygın olarak yapılan hatalardandır.
Eğer köşedeki bakkaldan aldığınız dondurmalar için “harika” diyorsanız, gerçekten aşık olduğunuzda yaşadığınız duyguları hangi kelimelerle anlatacaksınız?”
ŞİMDİNİN GÜCÜ
Üstat Eckhart Tolle kısa sürede bir bestseller haline gelen bilgelik dolu bu eserinde bilincimizde ve yaşamımızda mucizevi bir değişim yaratabilecek evrensel bir öğreti sunuyor. Tolle, tüm ıstırap, endişe ve korkularımızın, dolayısıyla mutsuzluğumuzun gerçek kaynağını çarpıcı bir biçimde gösterip, onu şimdi ve burada nasıl aşabileceğimizi, huzur ve mutluluğa hemen şimdi nasıl kavuşabileceğimizi, bilincimizi hemen şimdi dönüşüme uğratıp nasıl aydınlanabileceğimizi, gerçek Var’lığımızla hemen şimdi nasıl birleşebileceğimizi anlatıyor.
Şimdi’nin Gücü yaşamımızın her anının bir mucize olduğunu fark etmemizi sağlıyor ve büyük bir yetkinlikle Şimdi’nin gücüne nasıl erişebileceğimizi açıklıyor.
BEYİN
Büyük ilgi gören kitabı Incognitoile nörobilimigeniş kitlelerle buluşturan David Eagleman, bizi içimizdeki kozmosa doğru hızlı ve nefes kesici bir yolculuğa çıkarıyor: Gerçek nedir? “Sen” kimsin? Nasıl karar veriyorsun? Beynin neden başkalarına ihtiyaç duyuyor? Teknoloji “insan olmak”ınanlamını değiştirebilir mi?
Yol üstünde, muazzam karmaşıklık barındıran beyin hücreleri ve onları birbirine bağlayan trilyonlarca sinirin arasında görmeyi pek de beklemediğiniz bir şey beliriyor: kendiniz.
ZERO Limit
Eğer çok çalışıyor ve karşılığını alamıyorsanız, belki de problem kendi içinizdeki bir şeydir? Belki de dışarıdan değil de içinizden gelen sınırlandırmalar sizi çoğu şeyden alıkoyuyordur. Zero Limit size bu içsel kaynaklı sınırlandırmaları ortadan kaldırmanın ve bunun yerine hayatınıza hayal ettiğinizden çok daha fazla başarı katmanın kanıtlanmış yöntemlerini sunmaktadır.
BİR KADININ YAŞAMINDAN 24 SAAT
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat, Monte Carlo’da bir gece, intiharın eşiğindeki başarısız bir diplomatla karşılaşan kadının toplamdaki bir gününü anlatır. Ancak söz konusu zaman aralığı, kadının hayatının en heyecanlı ama sonu hayal kırıklığı ile biten en korkunç günüdür.
Özgürlüğünü ilan ederek tutkularının peşinden giden bu kadının hikâyesi, 1920’li yılların sonlarında Avrupa’nın ‘aristokrat’ tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla da dikkat çeker. Zweig, olağanüstü gözlem yeteneği ve güçlü cümleleri ile bir kadının kalbinin derinliklerine inerek, aşk ve tutku kavramlarını yeniden sorgulatıyor.
BİRLİKTE İYİ HİSSETMEK
Problemli ilişkiler can yakar. Çoğumuz duygularımızı kendi değerimize, en azından bir kısmını diğer insanlarla olan ilişkilerimize dayandırırız. Önemsediğiniz biriyle tartışmak ya da kavga etmek hiç eğlenceli bir şey değildir. Hiç önemsemediğiniz biriyle kavga etmek bile, enerjinizi ve neşenizi tüketebilir. Diğer insanlarla dostane, tatminkâr ilişkiler isteriz ama genellikle tam tersi, düşmanlık, acı güvensizlikle karşılaşırız.
Peki, bu neden oluyor? Neden iyi geçinemiyoruz? İyi Hissetmek kitabının yazarından, 25 yıllık klinik tecrübe ve 1000’den fazla kişiyle yapılmış araştırmalara dayanan Birlikte İyi Hissetmek, neden birbirimizle iyi geçinemediğimiz üzerine yepyeni bir teori sunuyor ve ilişkilerin yürümesi için basit, güçlü teknikler sağlıyor.
BİR FİNCAN HUZUR
Çok özel bir bağ üzerine öyküler…Bir kadının yaşadığı en samimi ve unutulmaz, en fırtınalı ama verimli, en sıcak ve esaslı ilişki, annesi, kızı ya da ikisiyle birden yaşadığı ilişkidir. Dışardan bakan için kimyası çözülmez, dinamiği anlaşılmaz çok özel bir birlikteliktir bu. Kızlarını kadınlığa hazırlayan, onların da birer anne oluşunu izleyen anneler ve anneliği tadan, orta yaşlardan başlayarak annelerinin bakımını üstlenen kızlar…
Zamanla değişen ve bazen zorlayıcı olan bu bağ, her seferinde yeni bir öyküye esin verir. Anneler ve Kızları İçin Bir Fincan Huzur’da yer alan elliye yakın öyküde, anneler ve kızları yaşamın sırlarını paylaşıyor, birbirlerine akıl danışıp tavsiyelerde bulunuyor.
FARKET DÜŞÜN HİSSET YAŞA
Türkiye’nin önde gelen bilişsel davranışçı terapistlerinden Prof. Dr. Hakan Türkçapar’ıntecrübeleri ve akademik birikimini bir araya getirerek kaleme aldığıFark Et, Düşün, Hisset, Yaşabu alanda Türkçe yazılan ilk bilimsel temelli “kendi kendine yardım” kitabı niteliğini taşıyor. Klinik rahatsızlık düzeyinde olmayan kimi sorunları kişinin kendi kendine aşmasına yardımcı olmayı hedefleyen bu çalışma, insan psikolojisine dair kimi bilgileri yaşamdaki karşılıklarıyla birlikte anlaşılır ve akıcı bir şekilde aktarıyor.
İyi yaşamın ancak bireyin istek ve ideallerine uygun şekilde hareket etmesiyle mümkün olabileceğine dikkat çekerken, duygu ve düşüncelerimizin asıl anlamlarını araştırarak yaşamımızda karşılaştığımız ruhsal problemleri aşmamıza yardımcı olacak bir yol haritası çıkarıyor.
İNSANIN ANLAM ARAYIŞI
21. yüzyılın önde gelen psikiyatrlarından Viktor Frankl, otuzun üzerinde yabancı dile çevrilen ve bütün dünyada 12 milyondan fazla satan İnsanın Anlam Arayışı’nda, kurucusu olduğu logoterapinin ilkelerini, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir toplama kampındaki deneyimleri eşliğinde anlatmaktadır. Okurlar, Frankl’ın tasvir ettiği toplama kampının, dünyayı daha büyük bir hapishane olarak kavramamızı sağlayacak parlak bir metafora dönüştüğünü fark edecektir.
Gasset, Heideggerve Sartre’dan aşina olduğumuz düşünceler ışığında, varoluşun çetin koşullarında “anlam”ı keşfetmemize yardım edecek süreci anlatan Frankl, “İnsanı insan yapan nedir?” sorusuna da yanıt vermeye çalışıyor…
%100 DÜŞÜNCE GÜCÜ
Evrenin en büyük gücüne sahip olduğunuzu biliyor musunuz? Bu güç düşüncedir. Yaşamınızı yöneten şey aslında düşünme biçiminizdir. Düşünme biçiminiz sizi başarıdan başarıya ya da tam bir başarısızlığa götürebilir; size sevgi ve mutluluk ya da yalnızlık ve sefil bir yaşam verebilir. Jack Ensing Addingtonünlü bir hukukçu olmasının yanı sıra ruhsal bilimler üzerine de eğitim görmüş ve bu bilimi kendi yıllar süren derin inceleme ve araştırmalarıyla geliştirmiş bir kişi.
Yazar insanın önünde gerçekten yeni bir ufuk açan bu kitabında Evrensel Akılın bilgeliğini kullanabilmemizi sağlayacak, benliği sınırlayan düşünce kalıplarını ortadan kaldıracak, başarısızlığı olağanüstü bir başarıya dönüştürecek bilgiyi Ortak Bilinçten nasıl elde edebileceğimizi öğretiyor.
HİSLERİNE GÜVEN
Hislerine Güven ile Matt Kahn sizi, güçlü, yaratıcı ve mutlu olmanın nasıl da hep yazgınızda olduğunu ve buna ulaşmak için tek yapmanız gerekenin, tüm engelleri ebediyen ortadan kaldırmak üzere kalbinizi açmak olduğunu keşfetmeye davet ediyor.
Dönüşümün ve Şifalanmanın en güçlü katalizörü olarak, ‘sevgi’yle kenetlenmek üzerine çığır açan öğretiler sunuyor. Matt Kahn ruhun evrimleşmesi için mükemmel bir yol haritası yaratmış. Bu kitap tüm gezegeni dönüştürecek güce sahip.
UYGULAMALI DUYGUSAL ZEKA
Düşüncelerin ve alışkanlıkların duyguları nasıl etkilediğini ve kötü alışkanlıkların nasıl daha sağlıklı alışkanlıklarla değiştirileceğini öğrenmek için bu kitaptan daha iyisini bulamazsınız. İnsanların duygularınızı, sizi manipüle etmek için nasıl kullanabileceğini ve kendinizi bu tür girişimlere karşı nasıl koruyabileceğinizi öğreneceksiniz. Unutmayın duyguları yöneten her şeyi yönetir.
Uygulamalı Duygusal Zekâ, size daha yararlı olmanız, zarar verici duyguları geride bırakmanız ve ideal benliğinizi geliştirmeniz için ilham veren bir dizi pratik araç ve alıştırma sunuyor. Duygular hakkındaki bilginizi artırarak, kendinizi daha iyi anlayacak ve daha akıllıca kararlar vereceksiniz.
UYUM ANAHTARI
Bu kitap, hep aynı şeyleri yaşadığını ve âdeta bir akıntıya kapıldığını düşünenlere gönderilen bir ‘sal’dır. Yaşamında tekrarlayan döngülere kapıldığını hissedenlere fayda yaratmak için kaleme alındı. Şimdikinden daha mutlu ve başarılı bir resmin hayalini kuranlar. Bu resme nasıl ulaşacağını bilmeyenler. Akıntının güçlü dalgalarına karşı koymak isteyenler. Mutlu ve başarılı olan; amaçları bu durumun sürekliliğini sağlamak olanlar, Bu kitap tam size göre…
PEMBE FİLİ DÜŞÜNME
Pembe fili düşünmemem gerekiyor. Tamam, o zaman kocaman, gri bir balina düşünürüm. Pembe fili düşünme. Balinalardı değil mi su püskürten? O kadar zaman nefeslerini mi tutuyorlar, ne yapıyorlar? Pembe fili düşünme. Geçenlerde aldığım kitabı da düşünebilirim. Pembe fili düşünme. Çok heyecanlıyım başlamak için. Pembe fili düşünme. Pembe fili düşünmemem lazım. Acaba kaç defa düşündüm? Pembe fili düşünme.
UKDE
Bir defter: İç döken, hatırlayan, nedamet getiren, anlamak ve anlatmak isteyen satırlar… Nuru Gardaş, Benjamin Ağabey’i anlatıyor. Cavidan okuyor, kadınlar konuşuyor. Gurbet yollara düşüyor. Utanan, bağışlayan, özür dileyen hasbıhaller… Şüphenin, utanmanın ve yalanın teşhiri…
Ukde kısacık, büyük bir roman. Ermenileri, Türkleri, kadınları, katilleri, hainleri, eski defterleri deşeleyen kederli bir ses…Akif Kurtuluş, kayıtsız kalınamayacak bir serinlikle kuruyor romanı.
GEL HAYATTAN KONUŞALIM
Doğarız ve dünyaya atılırız. Bu “olma” halidir. Varolmahali ise bizim yapıp ettiklerimizle ilgili bir şeydir. Özgür irademiz yüzde yüz var olmasa bile herhangi bir anda ne olursa olsun yaptığımız küçücük bir seçimle nasıl bir varoluşa evrileceğimize, nasıl bir insan olacağımıza karar verebiliriz. Kısacık bir anda aldığımız bir karar nasıl bir hayat yaşayacağımızı belirliyor. Her şeyi kaybedebilirsin ama kendi varoluşunu kaybedemezsin.
Aynı şey iki insan arasında sahip olmaya dayanmayan bir ilişki olduğunda da geçerli. Oraya sistem müdahale edemiyor. Sistemin en ağır şeklinin faşizm olduğunu düşünürsen senin nasıl bir hayat yaşayacağına karar veriyor olsalar da kime âşık olacağına müdahale edemiyorlar. Beyninin içine giremiyorlar. Aşk en büyük isyandır gününe.