Hipnoterapi, hipnoz ile tedavi anlamına gelir. Kökeni hipnoz üzerine kuruludur. Hipnoz, kısa bir süre içinde bir kişi veya grup üzerinde kısa vadeli bir terapi türüdür. Genel olarak, hipnoz, dikkatin yoğunlaştığı ve öneri gücünün arttırıldığı uyku ile uyanıklık arasındaki bir bilinç halidir. Hipnoterapi, bir danışanın gerilme ve konsantrasyon durumunu kullanarak bilinçli ve bilinçaltı zihnine bir uzman tarafından uygulanan bir bakım tedavisidir.
Danışan sallanan nesneye bakması ve dikkatini bu nesneye toplayarak transa girer ve bilinçaltına girilir. Danışan uyurken hipnoterapist etkileyici bir sesle konuşmalı ve hastaya gerekli tavsiyeleri ve telkinleri vermelidir. Her ne kadar bazı danışanlar hipnoz yoluyla derin uykuya sahip olsalar da, bazıları uykuda daha hafif etkileşime geçer.
Hipnotik uykunun en kolay noktası gevşemedir. Danışan ne söylendiğini hatırlar. Ama derin uykudaki kişi bilinçsizdir ve hatırlamaz. Bilinçaltı pasif durumdan aktif hale gelir. Derin uykuda olan danışanlar hipnoz sırasında konuşmaları hatırlamazlar. Ancak durumun hafif veya ağır hipnoz olmasına bakılmaksızın, hipnotist sözleri büyük ölçüde gerçekleştirilir.
Hipnoterapi Neleri Kapsar?
Hipnoterapi olumsuz etkilere neden olabilir. Eğlence amaçlı kullanıldığında, insanlar hipnoz ise şaşkın olabilir. Örneğin, psikolojik ayrışmaya tehlikeli bir şekilde yakın olan insanlar, zararsız olması beklenen hipnozlu duygusal bir krizdedir. Dünya Hipnoz Örgütü, psikoz ve organik psikiyatrik sağlık sorunu veya asosyal kişilik bozukluğu gibi durumlarda insanlarda hipnoz kullanımına karşı uyarır. Standart bir lisans gerektirmediğinden, hipnoterapist, hipnotik bir danışanın hipnotik durumunu test etme veya hipnozu durdurma riski taşır.
Bir kişinin normal şartlar altında yapmadığı şeylerin, hipnoz sırasında zorla uygulanacağına dair yaygın bir inanç vardır. Bununla birlikte, hipnoterapist hipnoz sırasında bir kişinin ahlaki ilkelerine karşı önerilerde bulunmamalıdır.
Hipnoz bir uyku mudur?
Hipnoz kesinlikle bir uyku hâli değildir. Dışarıdan bakıldığında, hipnozdaki kişi sanki derin ve huzurlu bir uykudaymış gibi görünür. Aynı yanlış gözlemi yapan İskoç Doktor James Braid 1840 yılında bu trans hâline, Eski Yunan’daki uyku tanrısı Hypnosis’ten esinlenerek hipnoz adını vermiştir. Çok kısa bir süre sonra bizzat Dr. Braid bu trans hâlinin uyku olmadığını fark etmiş ve hipnoz adının uygun olmadığını açıklamış olmasına karşın, bu yerleşmiş olduğu için hipnoz adının kullanımı devam edegelmiştir.
Bir kişi, isteği dışında zorla ya da farkında olmaksızın hipnoza sokulabilir mi?
Hayır! Bu mümkün değildir. Hipnoz kişinin gönüllü isteği ve katılımıyla gerçekleştirilen bir trans hâlidir. Hipnoz yapan kişi, hipnoza girmeyi gönüllü olarak kabul eden kişiye hipnoza girmesini sağlayacak bazı telkinler verir. Kişi bu telkinleri uygulayarak hipnoza girer. Hipnoza girmek istemeyen bir kişi kendisine söylenen telkinleri gerçekleştirmeyi reddedeceği için hipnoza girmez.
Hipnozdaki kişi hipnoz yapanın tüm söylediklerini olduğu gibi kabul eder ve aynen uygular mı?
Hayır. Hipnoz sırasında kişinin bilinçli kontrolü ortadan kalkmaz. Hipnoz yapan kişinin söylediği her şeyi duyar, anlar, hatta yargılar. Yapması istenilen şey kişinin sosyal ve ahlâki değerlerine uygun değil ise kabul etmez, uygulamaz. Israr edilirse kişi hipnozdan çıkar.
Hipnoza giren bir kişi istemediği hâlde sırlarını açıklar mı?
Hipnozdaki kişinin bilinçli kontrolü ortadan kalkmadığı için istemediği sürece hiçbir sırrını söylemez, özel bilgileri vermez. Hipnozdaki kişi ancak, söyleyeceği şeylerin kendisi için (örneğin hastalığının tedavisinde işe yarayacağı şeklinde) yararlı olacağına inanır ve hipnoz yapan kişiye güvenirse sorulan sorulara yanıtlar verir.
Hipnozdan “uyanamamak” mümkün müdür?
Hipnoz bir uyku olmadığı için, uyanamamak diye bir şey olamaz. Hipnoz yapan hekim, terapi sonunda kişiye hipnozdan çıkacağı telkinini verdiği zaman kişi hipnozdan çıkarak gözlerini açar.
Hipnoz nasıl oluşur? Hipnoza girmenin temel koşulları nelerdir?
Hipnozun oluşmasında üç temel unsur vardır: Gönüllülük, konsantrasyon ve hayal gücü. Hipnoza başlanırken, kişi önce hipnoza girme konusunda gönüllü ve istekli olmalıdır. Gönüllü ve istekli olan kişi, hekimin kendisine söylediği (hipnoza giriş için verdiği) telkin cümlesine tüm dikkatini verir, yoğunlaşır. Sonra da söylenen telkinin içeriğini hayal ederek gerçekleştirir. Buradan da anlaşılabileceği gibi bir kişinin hipnoza girebilmesi için gönüllü olması, konsantrasyonunun ve hayal gücünün yeterli olması zorunludur. Veya bir başka deyişle isteksiz, gönülsüz olanlar ya da konsantrasyonu ve hayal gücü yetersiz olanlar hipnoza giremezler.
BU KONULARI DA MUTLAKA İNCELEYİN!