Çocuklarda Öfke Kontrolü ve Şiddet Eğilimi
Çocukları şiddete yönelten etkenler nelerdir?
Şiddet ve saldırganlık arasındaki farkı da vurgulamak gerekir. Saldırganlık bir dürtüdür ve şiddet saldırganlığın davranışa yansımış halidir. Öfke duyguları saldırgan davranışları artırır. Bir dürtü olarak saldırganlığı ve öfkemizi artıran birçok sebep olabilir. En önemlisi engellenme duygusudur. İstediğimize sahip olamama, engellenme, arzuladığımız şeyi yapmama gibi. Bir davranış olarak şiddet davranışları öğrenilebilmektedir. Çevremizdekilerin davranışlarından da şiddet öğreniliyor. Çocukların çevresindeki yetişkinler sorunlarını çözme yolu olarak şiddete başvurursa çocuklar bu şiddeti model alabilirler. Çocuklar şiddeti en çokta TV de izlediklerinden ve bilgisayarda oynadıkları şiddet oyunlarından öğreniyor ve model alarak uyguluyorlar. Yapılan bilimsel çalışmalar şiddet içerikli görselin veya şiddet gösteren kişilerin izlenmesini çocukların direk gözleyerek model alıp arkadaşlarına uyguladığını göstermiştir. Ne tür şiddeti izliyorsa o tür şiddeti arkadaşlarına uyguladığı ortaya çıkmıştır.
Çocuğun içindeki şiddet duygusunun önüne nasıl geçebiliriz?
Çocukların gösterdiği şiddet davranışlarının arkasında öfke veya depresyon yatar. Çocuklar öfkelendiğinde bu duyguyu ifade edemediklerinde şiddete başvururlar. Çocukların psikolojisini olumsuz etkileyen durumlarda ise çocuk depresyon belirtilerini saldırgan davranışlar olarak gösterir. Bu saldırganlığın nedeni araştırmak ve çocuğun duygularını ifade etme şansı vermek çocuğun saldırgan davranışlarını önlememize destek olur. Çocuklar ister öfkeden ister depresyondan saldırgan davransınlar yaşlarına uygun terapi desteği almalılar. Küçük çocuklarda oyun terapileri bu desteği sağlamaktadır.
İlerleyen zamanlarda şiddet eğilimi gösteren insanların bu durumlarında çocukluk yıllarında yaşadığı travmaların etkisi var mı?
Çocuk dönemi çocuğun gelişimi ve ruh sağlığı için çok önemlidir. Bu dönemde yaşananlar çocukta derin yaralar açabiliyor. Eğer çocuk şiddet ortamı içinde büyüdüyse şiddeti gösteren kişiyi model alarak oda şiddet eğilimli biri olabilir. Örneğin aile içi şiddet yaşayan çocuk şiddeti sergileyen babasını model alabilir ve ilerde eşine şiddet uygulayabilir. Ağır travmalar genel olarak ruh sağlığını ve kişiliği etkilediği için saldırgan bir kişilik gelişebilir. Bu nedenle travmaların zamanında tedavi edilmesi çok önemlidir.
Şiddet gören çocuğu nasıl anlarız?
Şiddet çok zor bir konudur. Özellikle aile içi şiddet gören çocuk olsun anne olsun bu durumu ailenin bir sırrı olarak saklamayı tercih ederler. Bu alanda bilimsel araştırma yapmak bu nedenle zordur. Eğer çocuk birden şiddet görmeye başladıysa davranışlarında değişiklik olmaya başlar. Örnek çok mutlu ve konuşkan bir çocuk mutsuz ve içine kapanık olmaya başlar. Şiddete maruz kalan çocuklar kırılgandır, sessizdir, öz güveni düşüktür. Bazen bunun tam tersi olan çocuklarda vardır şiddet gördüğünü gizlemek adına daha güçlü görünmek için daha saldırgan davranabilir. Şiddet durumları ise görsel olarak çocuktaki morluklardan anlaşılır.
Anne ve babalara içine kapanıp sorunlarını paylaşmayan çocuklarının duygularını kendileriyle paylaşması için ne yapmalarını öneriyorsunuz?
Günümüz koşullarında çocuk yetiştirmek gerçekten büyük bir beceri sabır ve emek gerektiriyor. Bu nedenle öncelikle tüm anne babaları anne baba olmaya cesaret ettikleri için tebrik ediyorum. Günümüzün zorlaşan giderek yabancılaşan sanallaşan ilişkilerinin olduğu ortamda çocuklarıyla ilişkileri çok önemli bir yere sahip. Çocuklarıyla güven ilişkisi iyi kurmaları gerekiyor. Bunu kurmak için ise birlikte aktivite yapmaları gerekiyor. Mümkün olduğunda Telefon, TV, PC ve diğer teknolojik cihazlar olmadan baş başa kalarak sohbet etme saatlerinin olması gerekiyor. Eğer iletişim problemleri yaşıyorlarsa mutlaka profesyonel destek alarak bunu aşmaları gerekir. Eğer çocuk kendi odasına kapanıyor ve aile ile pek paylaşımda bulunmuyorsa aile mutlaka destek almalıdır. Çocuğun arkadaşlarıyla bir problemi olabilir ve bu konuyu içine atar ve giderek içine kapanır ve depresyona girebilir. Bu durumda okul başarısı düşer, kendini eve kapatır, arkadaşlarıyla iletişim kurmaz, anne babasına hırçın davranabilir.
Okullarda şiddet içerikli davranışlar artı bunun nedeni nedir?
Bir çocuk şiddet görüyorsa bu ister yetişkinler tarafından ister yaşıtları tarafından olsun oda şiddet davranışı göstermeye meyillidir. Yani şiddet gören çocuk istismar edilen çocuk istismarcı olduğu gibi şiddet gören bir süre sonra şiddet gösteren olur. Bu nedenle okullardaki şiddet davranışları da artmaktadır.
Çocuklarda şiddet eğilimi nasıl engellenir?
“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.”
Daha küçücük bir bebekken başlıyor var olma savaşımız.
Bebekler var olduklarını bazen mama sandalyesinden kaşıklarını aşağı atıp arkasından bakarken hissediyor, bazen de en sevimli halleriyle çevresindekileri güldürebildiklerini gördüklerinde.
Aldıkları tepkinin olumlu veya olumsuz olmasından ziyade tepki alabiliyor olmaya odaklanıyorlar.
Yeterince ilgi görmediğini düşünen çocuk en çok tepki aldığı davranışları gösteriyor.
Çocuklar bazen engellendiklerinde, istedikleri olmayıp öfkelendiklerinde saldırganlaşıyorlar, hatta bunu biraz daha ileri götürüp çevrelerine zarar veriyorlar.
Özellikle 2-3 yaş civarındaki çocukların birbirlerine, oyuncaklarına ya da çevrelerindeki eşyalara şiddet uyguladıklarına tanık olabilirsiniz.
Aslında saldırganlık eğer çocukta buna neden olabilecek bir sağlık problemi yoksa tamamen içgüdüsel bir dürtüdür.
Yani çocuğunuzun saldırgan davranışlarından dolayı kendinizi suçlamayın.
Geçmişte atalarımızın hayatta kalmak için bu dürtülere ihtiyaçları vardı. Ancak günümüz şartlarında bir arada mutlu, huzurlu ve güvenli yaşamak için saldırganlık dürtüsüne değil, empatiye ve hoşgörüye ihtiyacımız var.
Özellikle de şiddet olayları bu kadar kontrolden çıkmışken, şiddetsiz bir dünyanın temellerini çocuklarımızı şiddetten uzak yetiştirerek atabiliriz.
Çocukların şiddete yönelmemesi için neler yapabiliriz?
Şiddet Uygulamayın !
Çocuklar neredeyse her şeyi taklit ederek öğreniyorlar. Yani onlara nasıl davranırsanız, onlar da size ve çevrelerine karşı bu şekilde davranma eğiliminde olacaklardır. Bu yüzden hafif de olsa çocuklarınıza şiddet uygulamayın. Şiddet uygulanan çocuklar hem tamir olmayan travmalar yaşıyor hem de şiddet uygulamayı öğreniyor.
Çocuğunuzun yanında tartışmayın, tartıştıysanız da çocuğunuzun göreceği şekilde problemi uzlaşmacı bir şekilde çözün.
Rol Modelleri Denetleyin !
Çocuğunuz, bir bilgisayar oyunundaki karakteri, kendisinden büyük bir çocuğu ya da bir çizgi film kahramanını örnek alıyor olabilir. Çocuğunun izlediklerinde ya da çevresinde saldırgan bir rol model olmadığından emin olun.
Saldırganlığı Onaylamayın !
Çocuğun saldırgan davranışlarını, “Erkektir yapar. ” ,” Kendini ezdirmesin. ” diyerek onaylamayın. Bugün kendini korumak için şiddete başvuran çocuk, yarın başka birine sebepsiz yere eziyet etmek için şiddet uygulayabilir.
Enerjisini Boşaltın !
Çocuklar, enerjilerini yeterince boşaltamadıkları için de şiddete eğilim gösteriyor olabilirler. Çocuğunuzun koşup oynaması için yeterli olanakları sağlarsanız daha sakin ve dengeli davranacaktır.
Hatta çocuğunuzun oyununa katılırsanız sizin ilginizi çekmeye çalışmasına da gerek kalmaz.
Saldırganlıkla Yönetmeyin !
Eğer çocuğunuz saldırganlaştığında çevredekilerin baskısından çekindiğiniz ya da çocuğunuzu üzmek istemediğiniz için hemen istediğini yapıyorsanız, çocuk istediğini yaptırmak için saldırgan davranışlar göstermeye devam edecektir.
Bu tarz davranışlara fazla tepki vermeyin, çocuğun kendine ve çevresindekilere zarar vermesini engelleyerek sakinleşmesini bekleyip, sakinleştiğinde davranışını onaylamadığınızı nedenleriyle birlikte çocuğun anlayabileceği basitlikte anlatın.
Eğer başka bir çocuğa zarar veriyorsa, saldıran çocuğa davranışının doğru olmadığını söyledikten sonra zarar verdiği çocukla ilgilenin. Böylece çocuğunuz şiddet uyguladığında ilgi çekemediğini, hatta ilgiyi kaybettiğini öğrenir.
Empati Yapmayı Öğretin !
Çocuklar başkalarının canlarının yandığını anlamakta zorlanabilirler. Davranışlarının başkalarına zarar verebileceğini, canlarını yakabileceğini anlatmaya çalışın. ” Böyle bir durumda olsan sen ne hissederdin ? ” şeklinde sorularla duygu egzersizleri yapın.
Fotoğraf veya çizimlerde karakterlerin farklı ruh hallerini göstererek ne hissettiklerini, neden öyle hissediyor olabileceklerini sorun, üzerinde konuşun.
Sorumluluk Verin !
Çocuğun sosyal olgunluğunu arttırmak için sorumluluklar, tamamlayabileceği görevler verin. Bunlar çocuğun kendine zarar vermeden yapabileceği küçük ev işleri olabilir. Sorumluluğundaki işi tamamladığında bu işi yaparken gösterdiği olumlu davranışları takdir edin.
Özetle, çocuğunuzun duyguları tarafından yönetilmesini istemiyorsanız, ona duygularını yönetmeyi öğretmelisiniz.
Özellikle de öfke kontrolünü öğrenememiş bir birey hayatı boyunca haklı olduğu halde haksız duruma düşecek, sağlıklı kararlar alamayacak, hayatını doğru yönlendiremeyecektir.
Bence bütün mesele olmak ya da olmamak değil; olmakla olmamak arasındaki hayatı nasıl yaşadığın.
Çocuklarımız toplumun, geleceğin yapıtaşları. Onun için hayal ettiğimiz şiddetsiz toplumu yaratmaya çocuklarımızdan başlayalım.
BU YAZILAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!