“Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu.”
Daha küçücük bir bebekken başlıyor var olma savaşımız.
Bebekler var olduklarını bazen mama sandalyesinden kaşıklarını aşağı atıp arkasından bakarken hissediyor, bazen de en sevimli halleriyle çevresindekileri güldürebildiklerini gördüklerinde.
Aldıkları tepkinin olumlu veya olumsuz olmasından ziyade tepki alabiliyor olmaya odaklanıyorlar.
Yeterince ilgi görmediğini düşünen çocuk en çok tepki aldığı davranışları gösteriyor.
Çocuklar bazen engellendiklerinde, istedikleri olmayıp öfkelendiklerinde saldırganlaşıyorlar, hatta bunu biraz daha ileri götürüp çevrelerine zarar veriyorlar.
Özellikle 2-3 yaş civarındaki çocukların birbirlerine, oyuncaklarına ya da çevrelerindeki eşyalara şiddet uyguladıklarına tanık olabilirsiniz.
Aslında saldırganlık eğer çocukta buna neden olabilecek bir sağlık problemi yoksa tamamen içgüdüsel bir dürtüdür.
Yani çocuğunuzun saldırgan davranışlarından dolayı kendinizi suçlamayın.
Geçmişte atalarımızın hayatta kalmak için bu dürtülere ihtiyaçları vardı. Ancak günümüz şartlarında bir arada mutlu, huzurlu ve güvenli yaşamak için saldırganlık dürtüsüne değil, empatiye ve hoşgörüye ihtiyacımız var.
Özellikle de şiddet olayları bu kadar kontrolden çıkmışken, şiddetsiz bir dünyanın temellerini çocuklarımızı şiddetten uzak yetiştirerek atabiliriz.
Çocukların şiddete yönelmemesi için neler yapabiliriz?
Şiddet Uygulamayın !
Çocuklar neredeyse her şeyi taklit ederek öğreniyorlar. Yani onlara nasıl davranırsanız, onlar da size ve çevrelerine karşı bu şekilde davranma eğiliminde olacaklardır. Bu yüzden hafif de olsa çocuklarınıza şiddet uygulamayın. Şiddet uygulanan çocuklar hem tamir olmayan travmalar yaşıyor hem de şiddet uygulamayı öğreniyor.
Çocuğunuzun yanında tartışmayın, tartıştıysanız da çocuğunuzun göreceği şekilde problemi uzlaşmacı bir şekilde çözün.
Rol Modelleri Denetleyin !
Çocuğunuz, bir bilgisayar oyunundaki karakteri, kendisinden büyük bir çocuğu ya da bir çizgi film kahramanını örnek alıyor olabilir. Çocuğunun izlediklerinde ya da çevresinde saldırgan bir rol model olmadığından emin olun.
Saldırganlığı Onaylamayın !
Çocuğun saldırgan davranışlarını, “Erkektir yapar. ” ” Kendini ezdirmesin. ” diyerek onaylamayın. Bugün kendini korumak için şiddete başvuran çocuk, yarın başka birine sebepsiz yere eziyet etmek için şiddet uygulayabilir.
Enerjisini Boşaltın !
Çocuklar, enerjilerini yeterince boşaltamadıkları için de şiddete eğilim gösteriyor olabilirler. Çocuğunuzun koşup oynaması için yeterli olanakları sağlarsanız daha sakin ve dengeli davranacaktır.
Hatta çocuğunuzun oyununa katılırsanız sizin ilginizi çekmeye çalışmasına da gerek kalmaz.
Saldırganlıkla Yönetilmeyin !
Eğer çocuğunuz saldırganlaştığında çevredekilerin baskısından çekindiğiniz ya da çocuğunuzu üzmek istemediğiniz için hemen istediğini yapıyorsanız, çocuk istediğini yaptırmak için saldırgan davranışlar göstermeye devam edecektir. Bu tarz davranışlara fazla tepki vermeyin, çocuğun kendine ve çevresindekilere zarar vermesini engelleyerek sakinleşmesini bekleyip, sakinleştiğinde davranışını onaylamadığınızı nedenleriyle birlikte çocuğun anlayabileceği basitlikte anlatın. Eğer başka bir çocuğa zarar veriyorsa, saldıran çocuğa davranışının doğru olmadığını söyledikten sonra zarar verdiği çocukla ilgilenin. Böylece çocuğunuz şiddet uyguladığında ilgi çekemediğini, hatta ilgiyi kaybettiğini öğrenir.
Empati Yapmayı Öğretin !
Çocuklar başkalarının canlarının yandığını anlamakta zorlanabilirler. Davranışlarının başkalarına zarar verebileceğini, canlarını yakabileceğini anlatmaya çalışın. ” Böyle bir durumda olsan sen ne hissederdin ? ” şeklinde sorularla duygu egzersizleri yapın. Fotoğraf veya çizimlerde karakterlerin farklı ruh hallerini göstererek ne hissettiklerini, neden öyle hissediyor olabileceklerini sorun, üzerinde konuşun.
Sorumluluk Verin !
Çocuğun sosyal olgunluğunu arttırmak için sorumluluklar, tamamlayabileceği görevler verin. Bunlar çocuğun kendine zarar vermeden yapabileceği küçük ev işleri olabilir. Sorumluluğundaki işi tamamladığında bu işi yaparken gösterdiği olumlu davranışları takdir edin.
Özetle, çocuğunuzun duyguları tarafından yönetilmesini istemiyorsanız, ona duygularını yönetmeyi öğretmelisiniz.
Özellikle de öfke kontrolünü öğrenememiş bir birey hayatı boyunca haklı olduğu halde haksız duruma düşecek, sağlıklı kararlar alamayacak, hayatını doğru yönlendiremeyecektir.
Bence bütün mesele olmak ya da olmamak değil; olmakla olmamak arasındaki hayatı nasıl yaşadığın.
Çocuklarımız toplumun, geleceğin yapıtaşları. Onun için hayal ettiğimiz şiddetsiz toplumu yaratmaya çocuklarımızdan başlayalım.
BU KONULARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!
Çocuğunuzla İlişkide ve İletişimde Kalabilmek
Çocuğunuz neden öfkeli ve saldırgan?
Çocuğum İçin Destek Almalı mıyım?
Kardeş İlişkileri ve Kardeş Kıskançlığı İle Nasıl Baş Edilir?